AKP, MHP ve BBP’nin başörtüsüne ait anayasa değişikliği teklifi, TBMM Anayasa Kurulu’nda görüşülüyor. Kurulun bugünkü toplantısında kelam alan CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, teklife TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un da imza atmasını eleştirerek şunları söyledi:
*Bir küme başkanvekili olarak bilhassa üzerinde durduğum bir itiraz noktası var. Metnin imza sahiplerinden birine itirazım var, Meclis Lideri’nin imzasına. Sayın Şentop, bu eleştirildiğinde, birinci karşı argüman olarak, ‘Yassıada teklifine de imza attım, eleştirmemişlerdi’ dedi.
“OY HAKKININ OLMADIĞI BİR SÜRECİ YAŞADIM”
*Eleştirmiştim. Plan ve Bütçe Kurulu toplantısı boyunca yaptığı konuşmada, Mustafa Şentop’un imzasının Yassıada üzere bütün herkesin içinde bulunduğu ve desteklediği kanunda dahi olsa, 60 yıl evvelki Anayasa’nın ilgili unsurunun tutanaklarına da döndüğümüzde, Meclis Liderlerinin hiçbir kaidede imza atmamaları, oylarının rengini belirli etmemeleri ve yönettikleri oturumları ve yönetmedikleri oturumlar dahi, -yönettiği oturuma ait kısıtlama Meclis Başkanvekillerine aittir- yönetmedikleri oturumda da mutlak bir tarafsızlık içinde olmalı ve oy hakkının olmadığı bir süreci yaşadım.
*Bunu anlatmış ve itiraz etmiştim. Mustafa Şentop, ‘Bana itiraz etmediler’ dedi ve tutanağın kendini düşürdüğü durumdan mahcup olmadı. Zira biz bunu tekraren söylememize karşın, ‘Nasıl olsa benim söylediğimi bizim mahalle duyuyor, onun yanıtlarını diğer taraflar duyuyor, beni kuvvetli ve tutanak altında yalanlıyor olması bir dert yaratmaz’ dedi. Mahcup olmadı Sayın Şentop.
“İKTİDARIMIZIN ÖVÜNÇ MADDESİ OLACAK”
Özel, Anayasa’nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. unsurunun iktidarlarında çok kritik bir değere sahip olacağını vurguladı.
Özel, “24 ile ilgili önergelerimiz, tekliflerimiz, tutumumuz… Konuşuruz bunları çokça. 24, bence en kritik hususlardan biri olacak ve bizim iktidarımızın övünç unsuru olacak. Ben buna inanıyorum. Bu özgüvenle bunu söylemek istiyorum, 5 ay sonra yüzüme çarpasınız diye, şayet en ufak yalpamız olursa” dedi.
Özel, Türkiye’de Anayasa olduğunu, lakin uygulanmadığını da lisana getirerek şöyle konuştu:
*Bir metin var fakat o metnin yaşandığı ülkede oksijen yok; demokrasi, özgürlük yok. Baskı var ve temel sorun şu, anayasanın bir ehemmiyeti yok. Bu anayasa nasıl değişti arkadaşlar?
*Tarafsız, partisiz olması gerektiği Anayasa’da yazan bir Cumhurbaşkanı, partisinin seçilmiş Genel Liderini ve yüzde 49 oy almış Başbakanı’nı, MYK’da vilayet liderlerini alma yetkisi elinden alınıyor ve itiraz ile başlayan bir krizden sonra Başbakan değişmiş.
*Fiilen partisini yönetiyordu, bir numaralı şahit, Sayın Devlet Bahçeli’ydi. Ne dedi Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın uygulamaları ile ilgili? ‘Fiili durum ile Anayasa ortasında uyumsuzluk var. Bu ahengi gidermek üzere AK Parti anayasa teklifini getirmelidir’ diye başladı bütün kıssa.
“ANAYASA’YA UYMAYAN CUMHURBAŞKANI”
*Bir Anayasa vardı, ona uymayan bir Cumhurbaşkanı vardı. ‘O Anayasa’yı bireye uyduracağız dediniz’, yaptınız. Her doğana yapılması gereken metni Erdoğan’a nazaran yaptınız diye eleştirdik. Ancak bu bir hadise ve gerçek.
*Türkiye’de anayasayı tanımayan, anayasa kendine nazaran değiştirilen, değiştirilmesine karşın de mevcut Anayasa’yı hala daha tanımayan, birçok istikametiyle ihlal eden bir anlayış ile karşı karşıyayız.
CEMEVLERİNE DİKKAT ÇEKTİ
*Müslümansanız ve Sünni mezhebine sahipseniz bu bahiste hiçbir zahmet yok. Bu ülkede Sünni olmayan, ‘Ben inanıyorum, inançlıyım fakat benim inancımın ibadethanesi cemevleridir’ deyince birileri, evvel ‘Cemevi, cümbüşevi’ lafları filan vardı, Allah’a şükür onlar bırakıldı artık.
*Ama tweet atılıyor artık, ‘İbadethaneler, cemevlerinin elektrik faturası ödeniyor’ diye. ‘Sakın ha yanlış anlamayın, elektrik faturasını ödüyoruz diye cemevlerini ibadethane saymıyoruz’ diyorlar.
*Din ve vicdan özgürlüğü deyince milyonlarca Alevi yurttaş, ‘Ben mağdurum, rahatsızım, talebim var, benden toplanan vergiyle bana hizmet etmiyorsun, kendine hizmet ettiriyorsun’ diyor.
*Anayasa’nın 24’üne dokunmaya başlayınca, ‘hazır el değmişken aileyi yazalım’ diyorsunuz ya. 24’te öteki yazacak şeyler yok mu? Yok mu, size düşmez mi? Dünün mağdurlarına, bugün din ve vicdan özgürlüğünü savunacak bir adım atmak düşmez mi?